Kıdem Taminatı Fonu Kanun tasarısı Madde 2. İkinci fıkra, “İş Kanununu değiştiren ………. tarihli ve ……. sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işyerinde çalışmakta olan ve İş Kanununun 14 üncü maddesine eklenen 1 inci fıkra hükmü uyarınca yürürlük tarihinden önceki kıdem süreleri için işverenin kıdem tazminatı yükümlülüğü saklı tutulan işçiler hakkında da, sözü edilen kanunun yürürlük tarihinden başlayarak bu kanun hükümleri uygulanır.” şeklinde olup;maddenin gerekçesine baktığımızda, kanunun yürürlük tarihinden önceki kıdem süreleri hakkında işverenlerin sorumluluklarının eski kanun hükümlerine göre devam edeceği belirtilmiştir.
Yeni taslak ile Kıdem Tazminatı’nın ödenme şekli değiştirilecek olup, eskiden işverenler Kıdem Tazminatı öderken, yeni dönemde (bireysel kıdem hesabı açılmış olan 4632 sayılı Kanun’a göre kurulan ve Kıdem Tazminatı konusunda ruhsat verilen) yazılı olarak başvurulduktan sonra hak kazanılan tutar başvurunun şirkete ulaştığı tarihten itibaren emeklilik şirketi tarafından on beş iş günü içinde ödenecektir.
Eski Kanunda Kıdem Tazminatı Nasıl Düzenlenmişti?
Söz konusu Kanun yürülüğe girdiğinde; işçinin önceki hakları devam edecek olup, bu haklar yine eski koşullara göre ödenebilecektir.
Şöyle ki; Kanun’un yürürlük tarihinden önce iş sözleşmesi ile çalışanların kıdem tazminatlarına ilişkin hususlarda eski kanun hükümleri geçerli olacaktır. Çalışanlar eski haklarını;
– İşçinin ölümü,
– İş sözleşmesinin işçi tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca feshi,
– İş sözleşmesinin işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. maddesi hariç herhangi bir nedenle feshi,
– İş sözleşmesinin muvazzaf askerlik sebebiyle feshi,
– Emeklilik
– Evlilik (Kadın işçi için)
– Yaş dışında sigortalılık süresi ve prim gününü tamamlama (15 yıl 3600 günü doldurma) şartlarıyla alabilecektir.
İşçinin önceki hakları İşveren ile yapacağı sözleşme ile bireysel kıdem hesabına dâhil edilebilecektir. Bu durumda işçinin bireysel kıdem hesabına dâhil olmadan önceki hizmet süresi, bireysel kıdem hesabında prim ödeme gün sayılarının hesabında dikkate alınacaktır.
Yeni Tasarıya Göre Kıdem Tazminatı Nasıl Olacak?
- a) İşçilerin, bağlı oldukları kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı bağlanması yahut toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri halinde,
- b) İşverence hizmet akdinin feshedilmesi durumunda işçinin hak kazandığı yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde,
- c) Adına en az 10 yıl Fona prim ödenen işçinin isteği halinde,
- d) İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları,
kıdem tazminatına hak kazanacaklardır.
Yaşlılık, emeklilik aylığı almakta iken çalışmaya başlamakla aylığı kesilen ve 506 sayılı Kanunun 63. maddesinin 1.ve 2.fıkralarına göre yeniden hesaplanacak aylık bağlanması için talepte bulunan ve hizmet akdini fesheden işçiye, daha önce tazminat aldığı tarihten sonra fona prim ödediği süreler için de fondan kıdem tazminatı ödenecektir.
Haklarında Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenenler için sadece malullük aylığı şartlarının gerçekleşmesi veya ölüm halinde, kıdem tazminatı ödenecektir.
Kıdem Tazminatı Fonu Başlangıç Zamanı Ne Zamandır?
Bu kanun taslağının 2. maddesine göre kanunun kapsamına girenler bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren, yeni işe alınanlar ise işe başladıkları tarihten itibaren kendiliğinden Kıdem Tazminatı Fonu’na tabi olacaklardır.
Ödenecek Kıdem Tazminatı Miktarı Ne Kadardır?
İşçilere veya hak sahiplerine Fon’a prim ödenmiş olan her tam yıl için prim hesabına esas olan ücretinin otuz günü tutarında kıdem tazminatı ödenecektir. Bir yıldan artan süreler için veya toplam prim ödeme süresi bir yılın altında kalanlar için de aynı oran üzerinden ödeme yapılacaktır.
Kıdem tazminatına esas alınacak ücret, işçinin çalıştığı ve adına prim yatırılan son takvim yılının ortalaması olacaktır. Prim ödenen toplam süre bir yılın altında ise, prim yatırılan ayların ortalaması esas alınacak olup ve aynı kıdem süresi için birden fazla kıdem tazminatı ödenemez olacaktır.
Kıdem tazminatının hesabında ve primlerin tahsilinde esas alınacak ücretlerin en az miktarı İş Kanunu’nu maddelerine göre belirlenen asgari ücret, üst sınırı ise Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre ödenecek azami emeklilik ikramiyesi miktarıdır.
Kıdem Tazminatı İçin Talep Süresi Olacak mı?
Kıdem tazminatına hak kazanıldığı tarihten itibaren on yıl içinde Fon’a başvurarak kıdem tazminatının ödenmesini talep etmeyen işçi veya hak sahibinin hakkı ortadan kalkacaktır.
Fon, ancak kıdem tazminatına hak kazanıldığı tarihteki kıdem tazminatı miktarını ödemekle yükümlü olup, ayrıca faiz ödemeyecektir.
Kıdem Tazminatına Başvuru Nasıl Yapılacak?
Kıdem tazminatının ödenebilmesi için işçinin bağlı olduğu kurum veya sandık tarafından yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödemeye hak kazandığını, ölümü halinde ise hak sahiplerinin kanuni mirasçılığını kanıtlayan belgeler ile başvurmaları şartı getirilecektir. Adına en az 10 yıl Fon’a prim ödenen işçi, kıdem tazminatı isteğini yazılı olarak Fon’a bildirecektir. Başvuru ile ilgili belgelerin Fon’a verilmesinden itibaren otuz gün içinde ödenmeyen kıdem tazminatına kanuni faiz yürütülebilir.
Kıdem Tazminatı Alındıktan Sonra Tekrar Çalışılırsa Ne Olacak?
Bu kanuna tabi Fon’dan kıdem tazminatı alındıktan sonra hizmet akdi yapılarak işe başlanılması halinde Fon ile ilişki yeniden ve kendiliğinden doğacaktır.
Yeniden işe başlanılması halinde daha önce kıdem tazminatı ödenen süreler dikkate alınmayacaktır.
Kıdem Tazminatına İlişkin Düzenleme Kimleri Etkileyecek?
Büyük bir kitle oluşturan 4857 sayılı İş Kanuna tabi çalışanlar, 5953 sayılı “Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun”a tabi çalışanlar, 854 sayılı “Deniz İş Kanunu” na tabi çalışanlar söz konusu düzenlemeden etkilenebilecektir.
Getirilmek İstenen Düzenleme Neler İçeriyor?
Getirilecek düzenlemeye ilişkin bir yasalaşma durumu olmadığı için ortada net bir durum olmamakla birlikte ilk olarak kıdem tazminatına ilişkin olarak bir fon oluşturulacaktır. Bu fona işsizlik sigortası fonunda olduğu gibi işveren tarafından, işçinin maaşının belli bir oranı kadar prim yatırılacaktır. Mevcut uygulamaya göre işçinin bir hak kaybı olmaması için ödenecek primin % 8,33 oranında olması gerekmektedir. Ancak hükümet tarafından işverenlerin üzerindeki kıdem tazminatına ilişkin yükün azaltılması amacıyla bu oranın altında bir rakam düşünülmektedir. Hesapta biriken paralar, finans piyasası düzenleyici kurumlarının denetim ve gözetimi altında para piyasalarında nemalandırılacaktır. İşçi, iş akdini fonda biriken kıdem tazminatını alabilecek şekilde sonlandırdığında (emekli olduğunda vb.) isterse fonda biriken kıdem tazminatını ve nemasını çekebilecektir.
Kıdem Tazminatı Fonunun İşçiler Açısından Değerlendirilmesi
Faydaları
- Bazı işverenler tarafından kıdem tazminatı ödenmediği yahut geç ödendiği için; kıdem tazminatı, garanti altına alınmış olacak ve bu doğrultuda işçilerher hâlükârda kıdem tazminatına hak kazanacaklardır.
- Özellikle fesih nedenine bağlı olarak işten ayrılmada veya belirli süreden az çalışılmış olması hallerinde kıdem tazminatı ödenmediğinden işçinin kaybı söz konusu olmaktadır. Böylelikle bu durumun önüne geçilecek ve ayrıca sık sık iş değiştirdiği için kıdemi yeterli olmayan işçiler açısından da tüm hizmet süreleri fon sisteminde dikkate alınacaktır.
Sakıncaları
- Toplu para ödeme zorunluluğundan kurtulacak olan işverenlerin daha kolay ve yaygın fesih uygulamalarına gitmesi olasıdır.
- Tasarıda işçinin fonda birikmiş kıdem tazminatını alabilmesi, sadece “emeklilik” ve “adına en az on yıl prim ödenmiş olması” şartına bağlanacaktır. Bu şartları taşımayan örneğin, dokuz yıllık kıdemi olan bir işçi “haklı sebeple sözleşmeyi fesih hakkını” kullanamayacaktır.
- Fon’un işçiye güven verebilmesi için devlet güvencesi altında kurulması, yönetiminde işçi ve işveren kesimlerine yer verilmesi ve siyasal iktidarların fon kaynaklarına müdahale edilmemesine bağlıdır.
- Primlerin toplanmasında bazı işverenlerin ödemeyi geciktirmesi veya hiç yapmaması ihtimali de endişe uyandırmaktadır.
Halihazırdaki uygulamada servisler, işyerinde verilen yemekler, özel sigorta yardımları gibi para ve para ile ölçülebilen her türlü ödemeler kıdem tazminatında dikkate alınmakta olup, Fon sistemine geçildiğinde sadece işçinin brüt ücretine göre fona prim ödeneceğinden işçilerin kıdem tazminatına esas ücretleri düşecektir.
Kıdem Tazminatı Fonunun İşverenler Açısından Değerlendirilmesi
Faydaları
- Kıdem tazminatı yükü zamana yayılacağından; bu yükün ani etkisi zayıflamış olacaktır.
- Kıdem tazminatı vergi matrahından düşürülecektir.
- Ekonomik kriz ve daralma dönemleri daha rahat aşılabilecektir.
- Fon siteminde işçilerin kıdem tazminatı alabilmek işin verimini düşürme, işyerinde işleri aksatma gibi başvurulan yöntemlere ihtiyaç kalmayacaktır.
Sakıncaları
- Fon sistemine geçilmesi halinde birikimlerin uzmanlar tarafından yönetilmemesi, şeffaf bir denetim mekanizmasının oluşturulmaması, tazminata hak kazananlara tazminatların zamanında verilememesi söz konusu olabilecektir.
- Prim oranlarının artırılabilmesi ihtimali vardır.
- Devletin fona müdahale ihtimali rahatsızlık vermektedir. Bu bağlamda birikimlerin politik amaçlarla kullanılması ve fon varlığının bütçe açıklarının finansmanında kullanılması endişesini gündeme gelmektedir.
- Primlerin toplanmasında bazı işverenlerin ödemeyi yapmaması veya geciktirmesi ihtimali rahatsızlığa sebep olmaktadır.